11 Ağustos 2009 Salı

"ŞİİR TETİKTE GİDER" I


"Kur’an-ı Kerim’de bir Şuara sûresi var ve orada sûrenin sonlarına doğru şu mealde bir hüküm yer alıyor: “Şairler ki onlara sapıklar uyar. Onların her vâdide gezindiklerini görürsün…”Şimdi şairlerin kurdukları dünyaya bağlı kalıp onların peşinden sürüklenen insanların sapıklar olacağı İslamî görüşler çerçevesinde sarih. Eğer şairlerin sözlerine uyarsanız sapıklardan biri olursunuz. Demek ki bu pek kıymetli bir şey değilmiş diye düşünebilirsiniz. Elbette öyle. Yani şairler bize bir dünya verirler. Bu dünya bizim doğru hareket etmek için gücümüzü toparlamamıza imkân veren bir dünyadır. Şairlerin söyledikleri dolayısıyla biz bir davranış kalıbı geliştirmeyiz. Geliştirirsek bunun sapıklıktan başka bir şey olmayacağını bilmemiz lazım. (...) Yani şairler bize bir dünya verirler. Ama şairlerin verdiği dünya şekil alacağımız dünya değildir. Yani şairlere uyarsak sapmamız kesindir. Diyeceksiniz ki senin için de mi söz konusu? Elbette ki. Eğer benim şiirlerimin birilerine biçim vermesi, birilerinin hayatına yön vermesi söz konusuysa onlar hapı yutmuştur. Biz şiirden bir eylem planı te’min etmeyiz. Biz şiirden eylemin kaçınılmaz olduğunu öğreniriz. Anlatabiliyor muyum? Ne yapacağımızı değil mutlaka bir şey yapmamız gerektiğini öğreniriz.Bu hangi şair olursa olsun. Eğer bunu yapamıyorsa zaten ortada şiir yoktur. Biz de Nefî’nin şiirini okuyup onun dediği şeyleri yapmaya kalkarsak değil ama Nef’î’nin şiirini okuyup demek ki “bak insanlar, insanlara neler söylüyormuş” demeyi başarabilmemiz gerekir. Anlatabiliyor muyum? Yani bir insandan bir insana bunlar naklediliyor, bunu bize şiir te’min eder. Daha doğrusu şiirler yoluyla biz, hakikat arayışımızın vazgeçilmezliğine karar veririz. Yani şiirde hakikat olduğuna değil hakikat aramanın değer kattığına insan hayatına şiirler yoluyla ulaşabiliriz. O yüzden biz şiirlere tekrar tekrar başvurabiliriz, çünkü ordan biz mutlaka bir enerji alacağızdır. Ama dediğim gibi bu enerji o şiirde söylenen şeylerin yerine getirilmesine yarayacak bir enerji değil. Biz doğru konusundaki belirlenişimizi doğru konusundaki muayyen hâlimizi dinden alırız. Sanat bize dini yaşamamıza imkân verecek, yol açacak, o yolu genişletecek donanımı sağlar. Yani bizim basit karşıtlıklardan arınıp daha inceliklere rağbet eden bir anlayış seviyesi tutturmamıza yardım eder. Yani biz bazı şiirleri okuduğumuz için, bazı şiirlerin bize sağladığı gücü emdiğimiz için artık yalınkat ve softaca yaklaşımlara rağbet etmez insanlar haline geliriz. Yoksa şiirde söylenen şeylerin tatbikiyle bir yere varmamız mümkündür, orası da cehennemdir. Şimdi ben ömrümde çok güzel bir “yobaz” tarifi işittim. Söyleyen kişi de Necip Fazıl Kısakürek idi, yobaz tarifi yaptı bir konuşmasında, şöyle dedi: “Adama salı günü yeşil elbiseni giyersen öleceksin dediğin zaman adam bu senin söylediğine inanmaz ama salı günü de yeşil elbisesini giymez, işte bu adam yobazdır.”"
.
İsmet ÖZEL
.
ŞİİR TETİKTE GİDER KONFERANSLARI'ndan
.
Resim: V. KUSH