16 Ağustos 2009 Pazar

"ŞİİR TETİKTE GİDER" III



"19.yüzyıl Avrupa Medeniyeti şiiri nazımdan büsbütün ayırdı. Şiirin manzum olma şartını kaldırdığı gibi manzum olan şeye pek fazla şiir değeri yüklememe eğilimini de güçlendirdi. Felsefeyle şiir arasındaki ya da düzyazıyla nazım arasındaki zıtlaşma aslında bizim insanlar arasındaki münasebetlerde merî olan, yürürlükte olan şeyin bir uzlaşma mı yoksa bir anlama mı olduğu konusundaki tartışmaya açılan bir şey. Yani biz insanlar kısa veya uzun vadeli hayatımızda sadece birbirimizle uzlaşarak mı iyi bir hayat temin ederiz yoksa birbirimizi anlayarak mı? Eğer uzlaşarak diyorsak düzyazıyı ve neticede parayı seçmiş oluruz. Düzyazıyı seçmek demek uzlaşıyı seçmek demektir, yani parayı seçmek demektir. Şiiri seçmek ise anlamayı seçmek demektir. Yani dini seçmek demektir. Yani düzyazıyla şiir arasındaki uyuşmazlık parayla din arasındaki uyuşmazlık noktasına indirgenebilir. Para dediğimiz şey nedir? Kıymetinin olduğuna dair üzerinde uzlaşmaya vardığımız şeydir para. Kıymetinin olduğuna dair üzerinde uzlaşmaya vardığımız şeydir para. Anlamamız gerekmez parayı. Ama din ve şiir anlaşılmadıkça bize hiçbir katkı sağlamayan iki alandır. "
.
İsmet ÖZEL
.
ŞİİR TETİKTE GİDER KONFERANSLARI'ndan

.
Resim: Vladimir Kush, Pearl