10 Ekim 2009 Cumartesi

"KÖTÜLÜKTÜR ŞİİR ÇÜNKÜ"


Şiirin algıyla olan hesaplama katsayıları, “bugün”le yetinemeyecek kadar büyüktür; şair “bugün” ise, şiir “dün” ile “yarın” arasındaki bu etten köprüyü avcunun içinde tutan bir saldırı biçimidir. Beddua etmeyen, kehanette bulunmayan, umut aşılama lüksünü değerlendirmeyen, anlamı patolojik, hatta onkolojik boyutlara çekemeyen şair acı çeker; bu acı, etik veya estetik bir tatminsizlikten, sıkıntıdan değil, tam tersine şairin cehaletinden doğacaktır. Şair de şiiriyle birlikte level atlama mecburiyetini hissetmeli; zaferin, doyumun, paylaşımın ve mücadelenin büyük dolaşımı bu sihirli tavırda gizli; küçük dolaşım içinse, yani şairin kanının temizlenebilmesi de sokaktan, hayattan kopmamakla mümkün. “Bugün” olgusu burada yerini buluyor.

(...)

Çoğu şairi ve çoğu şiiri sevmediğim gerçek; beni zıplatmayan, benim canımı acıtmayan, beni heyecanlandırmayan, beni yazmaya doğru heveslendirmeyen insanı ya da şiiri neden seveyim ki?! Burada, bir edebiyatçı kimliğiyle değil, bir okur kimliğiyle cevaplıyorum bu soruyu. Karşılıksız iyilik diye bir kavram var; karşılıksız kötülük de karşıt çıkar beklenmeden yapılmalı; diyalektik bunu tezlemek zorunda. Belli bir nedene bağlı olmayan kötülüktür şiir çünkü; şairini de bekletmeden bu kötülüğe zaafı olan bir nesneye dönüştürür. Ok yaydan çıktı meselesi. Yay’la güdümlü yaşamak yerine, ok olup gitmek; bir duruma, bir duruşa hedeflenmek ve asıl önemlisi sunulanın, piyasası oluşmuş olanın dışına taşarak kendi gücünü, enerjini, sinerjiye gerek duymadan, ama sinerji mentalitesini özleye özleye sınamak.
.
küçük İSKENDER
.
Bir söyleşi (İmlasız, Sayı 3, Eylül-Ekim 2003 /Söyleşen: Özcan Erdoğan)'den alınmıştır.
.